Bizi belki de en çok yoran şey kendimizi açıklama ihtiyacı duymak “Haklı olma durumu”

Bir olay yaşıyoruz, başkalarına anlatıyoruz, karşımızdaki çok haklısın diyor ve biz de oh be diyoruz. Acaba bu duruma bağımlı olma ihtimalimiz olabilir mi?

Haklılığımızın tespiti ve bunu herkese veya önemli gördüğümüz kişilere kanıtlama gereği duymak.

Bu bir huy mu?

Bir ihtiyaç mı?

Ego mu?

Yoksa bir tür kendini üstün görme hissiyatı mı?

Bazen de haklı olmasak da kılı kırk yarıp haklı olduğumuz tarafları ortaya çıkararak durumdan sıyrılma, sorumluluğu üzerimizden atma durumu yaşıyoruz.

Çoğu durumda her iki taraf da haklıdır. Herkesin kendine göre haklı durumları vardır da diyebiliriz.

Peki haklı olunca ne oluyor? *Bunu elbette önemli, ciddi olaylar ile ilgili söyleyemeyiz. Günlük ve sosyal olaylardan bahsediyoruz.

Şu da oluyor zaman zaman haklı oluyorsun, karşıdaki kişi de haksız olduğunu kabul ediyor ve “Haklısın” diyor. Şimdi ne olacak. Sonuçta bir zarar görme durumu var. Haklı olmak sana bir şey kazandıracak mı? Karşı taraf kabul de ettikten sonra özür de dilese ne olacak.

Önemli olan size haksızlık yapılmasına izin vermemek!

Haklı ve mağdur olmak acaba hoşumuza gidiyor olabilir mi?

KİMSE SİZ İZİN VERMEDİKÇE SİZE ZARAR VEREMEZ

KİMSE SİZ İZİN VERMEDİKÇE SİZİ KIRAMAZ YA DA ÜZEMEZ

Haklı ve mağduru oynamak. Biri bana haksızlık etse de herkese anlatsam hissi. Bazı kişiler de vardır ki herkes ona haksızlık yapmıştır, hep mağdurdur.

Duyurma isteği!

Haklı olduğunu duyurma isteği içten içe çekim yasasını bu yönde çalıştırmaktır. Haklı olma durumu ele güne anlatıldığında bir parça egoya giriyor. Biriyle bir haksızlık durumu yaşadınız. Kişi sizi kırdı ve hak etmediğinizi düşündüğünüz -çok da mühim olmayan- bir durum yaşandı. Şimdi burada birinci konu sizin burada bir hatanız bir açığınız oldu mu? Size haksızlık yapılmasına izin verdiniz mi? Örneğin astrolojide haritalarda bu dönem kimseye borç vermeyin, borç almayın vs. diye uyarılarda bulunuruz. Çok iyimser davranıp herkesin her söylediği vaade inanmayın deriz.

Diyelim biri size yasal olmayan veya mantığa aykırı gelen ama çok kazandıran kısa sürede zenginlik vadeden bir teklifte bulundu. Siz de kısa yoldan zengin olurum veya çalışmadan rahat ederim diye bu kişiye güvendiniz. Paranızı verdiniz. Para gitti. Bu durumda haklı olur musunuz? Adam geldi haklısın ben seni dolandırdım veya yanlış yönlendirdim beni de kandırdılar dedi. Bu durumda haklı olmanız -Ki bu durumda haklı olmazsınız- bir şeyi değiştirmeyecektir.

Ya da yaşadığınız her olayı başkalarına, ele güne ben bu konuda haklıyım diye anlatmanız da yersiz olacaktır. Haklı bile olsanız artık konu dedikodusal hale gelmiştir. Başkalarına kendinizi haklı gösterip kendinizi üstün tutmanız bunu egonuz için yaptığınızı gösterir.

KİMSE TEK BAŞINA HAKLI DEĞİLDİR.

Durumların belli bir seviyeye gelmesi her iki tarafın da katkısı ile olur. Taraflar şunlardan oluşur; 1-Haksızlık yapan kişi ve 2-haksızlık yapılmasına izin veren kişidir.(Yine hatırlatma; Ciddi durumlardan değil günlük olaylardan bahsediyoruz)

Her konuda her durumda her olayda iki tarafın da çıkarı söz konusudur. Sizi üzen birisi ile yıllarca beraber olmanız, ona sürekli şans vermeniz sizin hatanızdır. Sizin için de bir şekilde bir menfaat söz konusu olmasaydı buna izin vermezdiniz. Öyleyse kim haklı kim suçlu? Siz izin verdiğiniz için size kötü davranan mı? Yoksa siz mi?

Bu konuda çok soru sorulabilir. Hep başkalarına soru sorarız ama aslında durum tespiti ve bir daha zararlı çıkmamak için asıl soruları kendimize sormalıyız.

Haklı olmanın bize faydası ne? Haklı olmaya kendimizi ispat etmeye, haklılığımızı herkese göstermeye gerek var mı?

Haklı olmak güçlü olmak mı?

Haklılık mı mutluluk mu?

Hayatta haklı olmaya mı çaba harcıyoruz yoksa mutlu olmaya mı?

Şunu da sormak gerekir; Bir konu üzerinde ne kadar duruyorum? Ne kadar kafa yoruyorum? Yapılan haksızlık!lara ne kadar takılı kalıp ne kadar düşünüyorum? Başkalarına anlatma gereği hissediyor muyum ve anlattıktan sonra onaylanmaya gerek duyuyor muyum?

Haklı hissetmenin dozu kaçtığında, haklı olma bağımlılığı söz konusu olduğunda durum Nefrete ve Kine dönüşür. Bu hisler sizi yiyip bitirir. Haklı olduğunuzla kalırsınız, nefret duygularıyla egoyla enerji alanınızı kirletirsiniz. Bu yüzden haklı olma dozunuzu iyi ayarlayın!