Ben kimim? Bana etki eden güçler nelerdir? İçimde hangi yetenekler gizli? Mutluluk ve yaratıcılık için tüm potansiyelimi tam olarak nasıl kullanabilirim?

Bu soruların cevabını ancak enerji merkezlerimizi tanımlayarak verebiliriz. Çakraların misyonunu ve çalışma şekillerini tam anlamıyla anladığımızda, potansiyel mükemmelliği içinde öylesine büyüleyici ve yüce bir insan imgesi karşımıza çıkar ki, yaratılış mucizesine bir kez daha hayret ederiz.

İnsandaki doğuştan gelen olasılıkları bilmek ve keşfetmek için enerji merkezlerine odaklanmak doğru bir yol olacaktır.

Çakralarla çalışırken madde dışı düzlemlere karşı hassasiyetimiz önemli ölçüde artar. Sezgilerimiz ise birçok bilgi ve deneyimi açıklayacak yollar sunar.

4 Element ve Denge

Başlıkta da belirttiğim gibi “Tüm Yollar Dört Element ve Çakralara Çıkar.” Astroloji ilminde Doğum haritasını incelerken bile 4 element ve çakraları incelemiş oluruz. Yani astroloji haritamız bize yaradılışımızı anlatır. Yaradılışımız da zaten bir nevi 4 elementi nasıl taşıdığımızdır. Ateş, Hava, Su ve Toprak enerjisini ve niteliklerini taşıma kalitemiz bizim kim olduğumuzu gösteriyor. Ateş elementinin yüksek olduğu kişiler tez canlı, daha atik ve dinamik enerjilerde yaratılış özelliği gösterirler. Su elementi ağırlıkta ise kişi daha duygusal, daha sakin ve dingin olabilir. Bu elementlerin bizde var oluş şekli gezegenlerden, yıldızlardan aldığımız enerjilerle belirlenir. Marifet tüm enerjileri gökyüzünden dengeli almaktır. Yani 4 elementin dengede olması önemlidir. O zaman her şey yolunda gider, sağlıklı hal dengede olmakla mümkündür. Bu duruma şöyle örnek verebiliriz; örneğin ateş elementi ile bağlantılı Mars haritada az veya çok çalışıyor ise bu elementin konuları ve vereceği etkiler dengesiz olacak ve söz konusu hayat tezahüründe kişi zarar görecektir. Az çalışıyorsa cesaretsiz ve korkak olacak, çok çalışıyorsa gergin ve öfke saçan biri olacaktır. Dolayısı ile de bunun sonuçlarını hayatında görecektir. Bu yüzden elementlerimiz yani gezegenlerimiz ne ise biz de oyuz. Haritamızı ve hayatımızı ancak ve ancak bu elementleri dengeleyerek şifalandırabiliriz. Bunun en etkili yolu ve aslında yapılan tüm şifa çalışmalarının nihayetindeki amaç çakraların üzerinde çalışmaktan geçer. Çünkü biz 4 element etkisini gezegenlerden ve tüm dış etkenlerden çakralarımız yani enerji merkezlerimizde alırız.

Çakralar dengelenirse; Bilinçaltı temizlenir, Psikoloji dengelenir ve şifalanır, Fiziksel olarak organlar şifalanır, Dolayısı ile denge halinde bir kişiye dönüşürsünüz, daha doğru kararlar alır ve daha iyi sonuçlar elde edersiniz. Yaşam Enerjiniz artar, maddi konularınız yoluna girer ve ilişkileriniz sağlıklı hale gelir. Daha çok dikkat çeken, özgüven sahibi ve güçlü bir enerji yayarsınız. Toksik ilişkileriniz sonlanır, sizden düşük frekanstaki kişiler sizden uzaklaşmaya başlar yani düşmanlarınız otomatik olarak hayatınızdan uzaklaşır.

Tüm bunlar çakra dengeleme çalışmalarının düzenli yapılması ile gerçekleşecektir. Ancak ilk zamanlar yani arınma süreci sancılı olacaktır. Mide bulantısı, kusma, titreme gibi fiziksel etkiler yaşanabilir ve ruhsal problemler depreşerek daha sinirli, gergin bir süreç yaşanabilir. Bunların sebebi bilincinizdeki ve bedeninizdeki uyuyan ve saklanan negatif enerjilerin uyandırılmasıdır ve vücuttan atılmasıdır.

Enerji Sistemi ve İnsanın Maddi Olmayan Bedenleri

Birçok insan madde dünyasını ve dolayısıyla fiziksel bedeni tek gerçek olarak kabul eder. Çünkü fiziksel duyu ile algılayabildiğimiz ve akıl yürütme ile elde ettiğimiz sonuç ve gerçek budur. Ancak duru görü ile bakılıp görülen ve elde edilen sonuç ile gerçek birçok enerji bedenimiz olduğunu gösterir. Onu göremiyor oluşumuz onun var olmadığı anlamına gelmez. Fizik kanunlarına göre evrende var olan enerjiler yok edilemez, sadece başka bir forma dönüşür.

Oldukça karmaşık yapılara sahip bir enerji sistemi vardır. Bu enerji sistemi 3 temel bileşenden oluşur:

  1. Maddi olmayan bedenler veya enerji bedenleri
  2. Çakralar veya enerji merkezleri
  3. Nadiler veya enerji kanalları

Şimdi bu enerji sistemindeki bazı terimlerin ne olduklarını anlamaya çalışalım.

Nadi: Tüp, damar, arter anlamına gelir. İşlevi “prana” yani hayati enerjiyi maddi olmayan enerji sistemi aracılığıyla iletmektir. Çakralar aracılığı ile bir enerji bedeninin nadileri komşu enerji bedeninin nadileri ile bağlantılıdır.

Prana: Mutlak enerji, evrensel yaşam gücü anlamına gelir. Çin ve Japon kültüründe “Çi” veya “Ki” de denilmektedir. Prana tüm enerji formlarının orijinal kaynağını temsil eder ve farklı frekanslarda farklı varoluşsal alanlarda kendini gösterir. Tezahürlerinden biri içimizdeki “prana”yı özümseme yollarımızdan biri olan “nefes almak”tır. Herhangi bir canlı formun bilinç düzeyi, emebileceği ve depolayabileceği “prana” frekanslarına bağlıdır.

Çakra: İnsan enerji sisteminde çakralar farklı “prana” frekansları için alma, dönüştürme ve dağıtma istasyonlarıdır. Doğrudan veya “nadi”ler aracılığıyla çakralar hayati enerjileri emerler ve farklı frekanslara dönüştürürler ve çevrelerine enerji yayarlar.

Genel olarak dört enerjik beden ayırt edilebilir.

  1. Eterik beden
  2. Astral beden
  3. Zihinsel beden
  4. Manevi beden
Çakralar ve Nadiler

Bu görselde Tibet’ten bir çakra ve nadis tabletinin tarihi bir tavsirini görüyoruz. 7 ana çakranın yanı sıra çok sayıda ikincil çakra ve neredeyse sonsuz bir ince enerji kanalları ağı olan nadiler görselde ifade edilmiş durumdadır.

Bu nadilerin, enerjisel ağların kendi temel titreşim frekansı vardır. Eterik beden fiziksel bedene en yakın olandır ve en düşük frekansla titreşir. Sıradaki astral ve zihinsel bedenler daha yüksek frekansa sahiptirler. En yüksek titreşim ise manevi bedendir.

Bu bedenlerin titreşimi kişinin gelişimi ve arınmasında etkendir.

Sıradaki yazılarımda bu yazının devamı olarak ayrı ayrı beden türlerini anlatacağım ve “Eterik Beden” ile başlayacağım.

Görüşmek dileğiyle…

@yildiz.filozofu