
Mutluluk nedir?
Her dönem her kültürde mutluluk arayışı var olmuş, mutluluğu tanımlama gereği hissedilmiş ve bu felsefeye, sanata ve birçok alana yayılmıştır. Öyle ki; Nazım Hikmet “Saman Sarısı” adlı şiirinde ünlü ressam Abidin Dino’ya “Bana mutluluğun resmini yapabilir misin?” diye sormuş, Abidin Dino ise belki resmini yapamam ama ben de şiirini yazabilirim demiş ve “Mutluluğun Resmi” adlı şiiri yazmıştır.
2500 yıl öncesine, mutluluk arayışına dönecek olursak buna Demokritos ile başlamak en doğrusu olacaktır. Çünkü M.Ö 460 yılında doğan Demokritos, Felsefe tarihine göre Mutluluk meselesine ilk kafa yoran filozof olarak bilinir.
Demokritos
Demokritos’a göre mutluluk “Ruhun sürekli olarak iyi durumda olma hali”dir. Filozof bunu başarmamızı, verdiği 3 öneriye bağlar;
- Duygulanımları Yenmek: Yaşananlar ve olan bitenler karşısında içine girdiğimiz “ruh durumu” çok önemlidir. Ne olursa olsun, iyi veya kötü başımıza ne gelirse gelsin ruh durumumuzu dengede tutmamız yani bir nevi “iç sarsılmazlığı” yakalamamız gereklidir.
- Ruhun Korkulardan Arınması: Ruhta hiçbir korkuya, kaygıya, boş kuruntuya ve tutkuya yer vermemek gerekir.
- Ölçülü ve Dingin Yaşamak: Arzu ve isteklerde, maddi ve fiziksel konularda dengeli olmak gerekir. Eksiklikler ve fazlalıklar ruhta güçlü dalgalanmalara neden olur. Dolayısıyla arzuları, istekleri ve düşünceleri mümkün olana yönlendirmek gerekir.
Demokritos, sık sık “Yaşamdaki Denge”den bahseder ve şu önerilerde bulunur; Düşünceni mümkün olana yönlendirmeli ve mevcut olanla yetinmelisin, zihninde kıskançlık ve hayranlık uyandıran şeylere fazla yer vermemelisin, oturup onları düşünmemelisin. İnsanlar zengin olan ve mutlu görünen kişilere hayran olur ve oturup onları her saat düşünür. Bu büyük bir engel ve zaman kaybıdır. İnsanlar kimi zaman uç noktalarda ulaşamayacağı bir şeyi arzular. Bu yüzden kişinin elinde mevcut olanla veya elde edebileceği şeylerle mutlu olmayı bilmesi gerekir. Bu düşünceleri benimsediğinde insanlar yaşamlarını mutluluk içinde geçirecektir. Kıskançlık, rekabet ve düşmanlık gibi duygulardan arınmış olacaktır.
Demokritos’a göre tüm bunları başarmanın formülü ise şudur; Aklımızı ve düşünce gücümüzü geliştirmek. Bunu başarmak duygu kontrolü, istek ve arzular arasında doğru seçimleri yapabilmeyi ve acıdan kaçabilmeyi sağlar. İstekleri, düşünsel hazları gelip geçici şeylerle değil, ölümlü olmayan şeylerde aramak gerekir. Mutluluk için ve ruhun sarsılmaması için ölçülülük gereklidir. Ve ölçülülük ancak akıl ile sağlanabilir. Yani mutluluk akıl ile elde edilebilir. Çünkü kişiyi kendini kıskaca alan, onu sarsan, ruhunu çalkalandıran durumlardan ancak akıl kurtarabilir.
“Akıllı olmak, elinde olanın değerini bilmeyi ve bundan sevinç duymayı sağlar; akıl elinde olmayan şeyleri isteme ve bunların peşine düşme yanılgısından kurtulmayı sağlar.”
Petrarca
Şimdi de Demokritos’tan yüzyıllar sonrasında 1304 yılında doğmuş bir filozofun mutluluk anlayışına geçelim. Petrarca’ya göre mutluluğun özü ruhtadır. Petrarca ruhun üstünlüğüne inanır. Dışsal güzelliklerle sürekli vakit geçirmek yerine ruhun derinliklerine dalmaya yönelir. Ona göre ruhun dışında kalan hiçbir şey ondan büyük değildir. Çünkü dış dünyadaki hiçbir doğa güzelliği kendisinin ne olduğunu bilmemekte, sadece ruh kendi kendisinin bilincinde olmaktadır. Ona göre; insanın kendisini geliştirebilmek için sessizliğe ve yalnızlığa gereksinimi vardır. Yalnızlık sanıldığı gibi olumsuz bir şey değildir. Yaratıcılık ve üretkenlik için gerekli olan budur.
Petrarca Mutluluğun; Ruhu dış etkilerden ve iç dürtülerden bağımsız kılmakla sağlandığını öne sürer. “Ruhun özgürlüğü ve diriliği mutluluk demektir. Bunun için dışsal kaygılardan ve isteklerden sıyrılmak, ruhun derinliklerine dalabilmek gerekir. Bu ise bir tür yalnızlığı seçmek demektir. Yalnız yaşam başkalarından kaçmak için değil, salt böyle bir etik görev için gereklidir.”
Montaigne
Son olarak ünlü filozof ve “Kuşkuculuğun Babası” Montaigne, mutluluk için ne demiş ona bakalım.
Montaigne herhangi bir şeyin kesin biçimde bilinebileceğinden kuşku duyar. Montaigne’e göre yeryüzünde itiraz götürmez bir düşünce yoktur. Bu yüzden mutlu olmak isteyen kişi kendisini hiçbir görüşe bağlamamalı, sürekli araştırma ve keşfetme durumu içinde olmayı yeğlemelidir.